under cover

  1. (a) gizlice, hafiyen, (b) gizlenmiş, sığınmış, (c) zarf içinde.
    under separate cover: ayrı bir
    zarfta.
    address someone under cover of another: başkası vasıtasıyla birine mektup göndermek.
teminat altına almak Fiil
gizli (çalışan/yapılmış), casusluk yapan, casus.
an undercover agent: casus. Sıfat
… örtüsü altında, gizlenerek.
They escaped under cover of darkness: Karanlıkta gizlenerek kaçtılar.
karanlığa sığınarak
ayrı olarak gönderme
usul usul
usulcacık
taahhütlü olarak
ayrı olarak
ayrı bir zarfta
(posta) ayrı olarak gönderme
ayrı posta ile
perdesi/kisvesi altında.
under the cover of darkness: karanlıkta, karanlığın ötüsü/perdesi altında,
karanlıktan yararlanarak.
işbu zarf içinde